T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / ESENLER - Yunus Emre İlkokulu

Haberler

Mrt

  18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi, her yıl 18 Mart günü tüm Türkiye'de kutlanılan millî gündür. I. Dünya Savaşı sırasında 18 Mart 1915 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu'nun zaferiyle sona eren Çanakkale Deniz Savaşları'nın anıldığı bu özel gün, her sene kutlanmaktadır. Başta Çanakkale olmak üzere tüm Türkiye'de resmî makamlarca çeşitli programlarla kutlanmakta ve şehit olan Türk askerleri anılmaktadır.

 

Çanakkale Savaşı Türk Tarihine damga vurmuş bir savaştır. Bu savaş tarihimize adını altın harflerle yazdırmıştır. Türk Milleti bu savaşta pek çok kardeşini kaybetmiştir. Ancak yine de millet birlik olmuş ve çok büyük bir zaferi elde etmiştir.

 

Kahraman Türk ordusunun Çanakkale Cephesi'nde verdiği mücadele yalnızca Türk tarihinin değil bütün dünya tarihinin akışını etkileyecek derecedeydi. Bu cephede alınan galibiyet dünya ülkelerinin güç dengelerini değiştirmiş ve yüce Türk milletinin belirleyici ve yönlendirici gücünü bir kere daha gözler önüne sermiştir.

 

Her siperde ayrı bir destan başlatan askerlerimiz, düşmana karşı verdiği mukaddes mücadeleyi zaferle sonuçlandırdığında, dünya tarihinin zirve sayfalarına da "Çanakkale Geçilemez!" ilkesini bir daha silinmemek üzere yazdırmıştır.

 

Mrt

Okulumuzda, olası deprem ve yangın anında personel ve öğrencilere kurum ve okullarda can ve mal kaybının en aza indirilmesi için eğitim verilerek dersliklerin planlı bir şekilde boşaltılması ve önceden belirlenen açık alanlarda hiçbir izdihama yol açmadan toplanmalarını sağlamak amacıyla tatbikat yaptık.

Mrt

Harfler kelimelere kelimeler dizelere dönüştü. Adanmışlık ruhuyla iki günde kağıda döküldü istiklal destanı.

Milyonların zihnine kazınan o büyük destan, Mehmet Akif'in kalemiyle ifadesini buldu.

Türk milleti, istiklal yolunda adım adım ilerliyordu. O günlerde Hakimiyeti Milliye Gazetesi'ne bir ilan verildi.

Ebediyete kadar vatanın kutsallığını hatırlatacak milli marşa ihtiyaç vardı. Ödül 500 liraydı.

Mehmet Akif, İstiklal Marşı için günlerce kapandı.

Herkes böyle bir şiirin Mehmet Akif'in kaleminden çıkacağını biliyordu. Ancak o, "Milletin marşı para karşılığı yazılamaz" diyerek bu teklife sıcak bakmadı.

Para ödülünü almamak koşuluyla kalemi elinde, vatan sevgisi yüreğinde Tacettin Dergahı'na kapandı. İstiklal Marşı'nın ilk sözlerini, omuzlarında bağımsızlık mücadelesinin yüküyle mum ışığının altında yazdı.

 Takvimler 1 Mart 1921'i gösterdiğinde Birinci Meclis tarihi günlerinden birini yaşıyordu. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey, kürsüden vatan dolu o satırları okumaya başladı.

 Salonda alkış tufanı koptu, büyük coşku yaratan şiir dört defa ayakta dinlendi. 12 Mart 1921'de yapılan oylamayla Milli Marş olarak kabul edildi.

 Mehmet Akif Ersoy marş için kazandığı parayı bağışladı

 Mehmet Akif söylediği gibi para ödülünü almadı, Darül Mesai'ye bağışladı.

 Mehmet Akif, tüm eserlerini topladığı Safahat adlı kitabına İstiklal Marşı'nı koymadı. Nedenini "Ben onu milletimin kalbine gömdüm" sözleriyle açıkladı.

 İstiklal Marşı'nın kabulünün üzerinden 102 yıl geçti. Mehmet Akif'in, o günlerden miras kalan bir tek dileği vardı:

 "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın." 

Şbt

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılan Dilimizin Zenginlikleri Projesi; okullarda yapılacak söz varlığını zenginleştirme çalışmaları ile öğrencilerin dilimizin zenginliklerini tanımasını, kültür taşıyıcısı olan sözcüklerimizle buluşmasını, buna bağlı olarak da dili iyi kullanmasını ve düşünce dünyasını geliştirmesini amaçlamaktadır.

Bu sayede öğrencilerimiz dilimizin seçkin ve özgün eserlerini tanıyacak, eserlerimizde geçen sözcüklerin derinliklerini (çeşitli anlamlarını) öğrenecek; milletimizin kültürünü, birikimini, düşünce dünyasını ve hayat tarzını söz varlığımızın içinde yeniden keşfedecektir.

Okulumuzda bu projeyi Nuray Kaya ve Özlem Yaşar Akgün öğretmenlerimiz yönetirken eserleri 3. ve 4. sınıf öğrencilerimiz hazırlamıştır.

Şbt

Okulumuz 3-G sınıfından Miraç Talha KUCKAR Yalova'da yapılan minik yıldızlar Whu-Shu yarışmalarında Türkiye 3.olmustur. Kendisini tebrik ediyoruz.

Ara

Yerli Malı Haftası, Türkiye'nin ekonomik bağımsızlık ve yerli üretime olan vurgusunu yansıtan önemli bir etkinliktir. İlk olarak 1946 yılında kutlanmaya başlanan bu hafta, I. Dünya Savaşı sonrasında ülkenin ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalması ve dışa bağımlılığın azaltılması amacıyla başlatılmıştır.

Ara

Ara

Yunus Emre İlkokulu Öğretmenleri olarak, öğretmenler günümüzü kutlayarak, müdürümüzün öğretmenlerimiz için yaptırdığı hediyeleri müdürümüzün elinden aldık.

Kas

Ulu Önder Atatürk'ün 10 Kasım 1938'de ebediyete intikal edişi şüphesiz ki Türk milletini derin bir üzüntüye boğmuştur. O'nun ani ve apansız ayrılışı bütün Türk halklarını da derinden etkilemiş, dünya üzerinde geniş bir yankı uyandırmıştır.

Atatürk'ün vefatının hemen ardından dünya liderleri tarafından yapılan bütün açıklamaların ortak noktası, O'nun dünya üzerinde yetişmiş çok nadir bir dahi oluşu, büyük devlet adamlığı ve dünya milletlerine örnek olabilecek çalışmaları olmuştur.

Atatürk, yenilikçi ve ileriyi görebilen özellikleri yanında büyük bir komutandır aynı zamanda. Türk Kurtuluş savaşına yön vermiş, milleti ile birlikte "ya istiklal ya ölüm" parolası ile hareket ederek, zaferin kazanılmasında en büyük pay sahibi olmuştur.

Kas

Okulumuzda 100. Yıl

Ekm

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti'nin resmen kurulduğu tarihtir. Ulu Önder Atatürk, diğer bayramlar gibi bu bayramı da gelecek nesillere bir miras olarak bırakmıştır. 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan bir anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin yönetim biçimi Cumhuriyet olarak belirlenmiştir. Bunun 101 pare top atışıyla kutlanması aynı gün meclis tarafından kararlaştırılmıştır.

Tem

2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı Öğrenci Kayıtları

 

2023-2024 eğitim-öğretim yılında;

  • 2017 doğumlu öğrencilerin kaydı ilkokul 1. sınıfa yapılacaktır. 
  • 2017 Ekim, Kasım ve Aralık ayı doğmlu  çocukların 1. sınıf kaydı, veli dilekçesiyle bir yıl ertelenebilir veya bu çocukların kaydı veli başvurusuyla anasınıfına yaptırılabilir.
  • 2018 doğumlu çocukların kaydı  anaokuluna yapılacaktır.
  • Öğrencinin kesin kaydı için okulumuzun kayıt alanında ikamet ediyor olması, öğrenci velisinin okul idaresine başvurması gerekmektedir.
  • Kayıt için öğrenci velisinin 31 Ağustos 2023 Perşembe gününe kadar okul idaresine başvurması gerekmektedir.

    Sınıf listeleri: sınıf mevcuduna, kız, erkek öğrenci sayısına, yabancı uyruklu öğrenci sayısına ve özel eğitim gereksinimli öğrenci sayısına bakılarak kura ile belirlenecek ve eylül ayının ilk haftasında duyurulacaktır.

  • İLKOKULU 1. SINIF ÖĞRENCİ KAYDI İÇİN GEREKLİ EVRAKLAR: 

    1.  Öğrencinin Nüfus Cüzdanı Fotokopisi

    2.  Kayıt/Bilgi Formu (Okuldan Alınacak) 

    3.  İsmi Aday Kayıt Listesinde Olmayanlar İçin Yerleşim Yeri Belgesi (Nüfus Müdürlüğünden Alınacak)

  • 2023-2024 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

    Anaokulu ve İlkokul birinci sınıfların uyum eğitimi 4-8 Eylül 2023 tarihleri arasında yapılacaktır.

    Birinci dönem; 11 Eylül 2023 Pazartesi günü başlayacak ve 19 Ocak 2024 Cuma günü sona erecektir.

    Birinci dönem ara tatili; 13-17 Kasım 2023 tarihleri arasında yapılacaktır.

    Yarıyıl tatili; 22 Ocak - 4 Şubat 2024 tarihleri arasında yapılacaktır.

    İkinci dönem, 5 Şubat 2024 Pazartesi günü başlayacak ve 14 Haziran 2024 Cuma günü sona erecektir.

    İkinci dönem ara tatili, 15-19 Nisan 2024 tarihleri arasında yapılacaktır.

Haz

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 2022- 2023 eğitim öğretim yılının sona ermesi nedeniyle bir mesaj yayınladı.

 

Bakan Tekin mesajında öğrencilere şöyle seslendi:

“2022-2023 eğitim öğretim yılının tamamlanmasıyla yaz tatiline giren öğrenci ve öğretmenlerimize iyi tatiller diliyor, karne alma mutluluğunu yaşayan bütün öğrencilerimizin heyecanlarını paylaşıyorum. Evlatlarımızın muvaffak olmaları, çağın gerektirdiği bilgi ve becerilerle geleceklerine yön verebilmeleri akıl, bilim, inanç ve kültürümüzle güçlendirilmiş bir eğitim sistemi ile mümkün. Öğrencilerimizin geleceğin dünyasında söz sahibi olması, bağımsız karar alabilmesi ve tarihin ona verdiği sorumluluk bilinciyle hareket edebilmesi için maarif, hayati öneme sahip. Millî ve manevi değerlerine sahip çıkan, ailesine, vatanına ve milletine hizmetini önceleyen, görev ve sorumluluklarını içtenlikle benimseyen bireyleri Türkiye Yüzyılı’na yetiştirmek en temel hedefimiz. Sevgili öğrencilerimiz, hepiniz geleceğin birer ışığısınız. Türkiye’yi yarınlara taşıyacak olan sizlersiniz. Bugün aldığınız karne sizlerin sadece bir dönemlik performansınızı ifade ediyor. Bizler için asıl önemli ve değerli olan sizlerin şahsiyet sahibi bireyler olarak yetişmeniz. Tatilin sevincini doyasıya yaşarken okumayı ve araştırmayı da ihmal etmeyin. Kitaplar yoldaşınız olsun. Sınırsız bir şekilde televizyonda, bilgisayarda ya da internette vakit geçirmeyin. Dinlenin, eğlenin, aileleriniz ve sevdiklerinizle keyifli vakit geçirin. Sizleri yeni eğitim döneminde yenilenmiş ve hazırlanmış bir şekilde bekliyor olacağız.

 

 

May

19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımaktadır. Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O’nun şu sözü çok anlamlıdır:“Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.” (1)

Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği ve “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul-Samsun yolculuğunu bir kez daha hatırlamamız gerekir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki önemli olaylardan biri Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır. TürkMilleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu açtı. Dolayısıyla Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul’dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler. Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem Atatürk’ün Büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır ki şimdi bu yolculuğu kısaca anlatmaya çalışalım.

Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması (2)dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silâhlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi. Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve birşeyler yapmak içinAnadolu’ya geçmek istiyordu. Bu O’nun için bulunmaz fırsattır. İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı Atatürk şöyle anlatır:(3)

“-Paşa, Paşa!... Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin!Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır)! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir...Paşa, Paşa...Devleti kurtarabilirsin!...

Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor?...O Vahdettin ki... bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur?Aldatıldığını mı anlamıştı?Fakat, böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:

-Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim...Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz...”

Atatürk bu konuşmada plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama, O’nu bekleyen ve O’na güvenen bir“Türk Milleti” vardı.

Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bu 18 kişinin adları şöyleydi:(4) III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele), Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK), Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN), Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI), Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE), Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM), Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas(GÜRER), Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY),Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE), Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV), Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY), Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI), İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT), Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ), Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS), Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV).

Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır. 17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında İnebolu’ya varır. 18Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir. Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine çıkarılırlar. Bu sandallardan birinin sahibi olan İsmail Yurtsever, o zaman için Atatürk’ü tanımadığını söyler,Atatürk’ü sandalda ve Samsun’da iken geniş yakalı lejyon kaputu ve başında kalpakla gördüğünü anlatır. (5)

Atatürk, İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren yolculuk esnasında görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu ancak Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket edecekti.

Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontusçular sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı. Atatürk bugün müze haline getirilen Hıntıka Palas’ta kaldıkları süre içinde hep bu sorunları düşündü, yolculukta geçirdiği uykusuz geceler sona ermemişti; şimdi de burada uykusuz geceler başlıyordu. Ama, O’nda ve O’nun gibi düşünenlerde bu azim oldukça hiçbir engel aşılmaz değildi.

Kısaca vermeye çalıştığımız bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etti. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gençlik kavramı genel anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır.

Atatürk“Gençler!Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler!Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum”(6)derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.

Atatürk’ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır:“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir”(7)demiştir. Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları Atatürk’ün emanetine daima sahip çıkarak kutlamalıyız.

Nis

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız, okulumuzda coşkuyla kutlandı.